TEMA Vakfı Gaziantep İl Temsilciliği, erozyon kaynaklı toprak bozulumunun biyolojik çeşitliliğe olan etkisine dikkat çekiyor. TEMA Vakfı Gaziantep İl Temsilcisi Muharrem KATIOĞLU, sunduğu birçok ekosistem hizmetinin yanında, toprağın biyolojik çeşitliliğin dörtte birine ev sahipliği yaptığını belirterek, erozyona karşı toprağı koruyan uygulamaların önemini vurguladı.Yüzlerce TEMA Gönüllüsü erozyon ve toprak bozulumuna dikkat çekmek için 900 fidanı toprakla buluşturdu. Erozyon kaynaklı toprak bozulumu, arazi tahribatı, iklim değişikliği, doğal varlıklardan aşırı yararlanma, işgalci türler ve kirlilik gibi sorunlar, biyolojik çeşitlilik kaybının ana nedenleri arasında sıralanabilir. Toprak bozulumunun en yaygın ve en büyük sebeplerinden biri de erozyondur. Bugün iklim değişikliğiyle artan sağanak yağışlar, yaşadığımız sel gibi felaketlerle birlikte erozyonun şiddetini de artırıyor. Dünyada her yıl ortalama 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Bu durum, her 5 saniyede, bir futbol sahası büyüklüğünde toprağın su ve rüzgarla taşınması anlamına geliyor. Türkiye’de ise yılda 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor.
Toprak, biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan bir doğal varlıktır. Toprağın, milyonlarca canlı varlığın yaşadığı ve etkileşim içinde bulunduğu bir ekosistem olduğuna dikkat çeken Katıoğlu, “Toprakta sadece çok sayıda canlı bulunmakla kalmaz, aynı zamanda bu canlılar çok fazla çeşitlilik de gösterir. Toprak biyolojik çeşitliliğini oluşturan bu organizmalar yaşam döngülerini, toprak içinde ya da toprak yüzeyindeki üst toprak katmanında geçirirler. Ne yazık ki erozyon, toprak biyolojik çeşitliliğine ev sahipliği yapan, organik madde açısından toprağın en değerli kısmı olan üst toprağın taşınmasına ve kaybına sebep oluyor. Kısacası toprak çeşitliliğini, üretkenliğini kaybediyor ve geleceğin gıda güvenliği riskini artırıyor” diyerek, tarımsal ürünlerde erozyon kaynaklı üretim kaybının %50’lere ulaşabildiğini belirtti.