Meltem Etoğlangil


Erzincan altın madeni kazası

Öncelikle bu acı verici olayda hayatını kaybeden kıymetli maden işçilerimize Allahtan rahmet , ailelerine de baş sağlığı diliyorum.
Olayın ilk günü konuşan Maden Mühendisleri Odası’nın eski başkanı Mehmet Torun, bu maden ocağıyla ilgili yıllardır pek çok uyarı yaptıklarını ancak dikkate alınmadığını belirtiyor:
“Erzincan’da aktif bir fay hattı üzerinde olan ve Fırat Nehri’ne kuş uçuşu 300 metre mesafede bulunan bir altın işletmesinin çok tehlikeli olduğunu söylemiştik.
“Bu felaket göz göre göre gerçekleşti. Bu bir cinayet çünkü bilerek yapıldı. Birileri para kazanacak diye bu ülkenin baştan aşağı zehirlenmesine izin verildi. İki yıl önce de siyanür sızıntısı olduğunda bir ceza kesildi ancak cezadan sonra şirket hemen iki kat kapasite artışına gitti.”
Evettt yazıma bu konuşma ile başladım çünkü çok net …! Yine birileri kazandı birilerini değil bu kez devasa bir canlı florasını kullanarak kazandı!
Bu facianın bizim için ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısınız? Değilseniz hemen örnek verelim. Siyanürün ne kadar tehlikeli olduğunu Romanya da gerçekleşen facia ile anlatalım.
Bilmeyenler için kısa bir açıklama yapayım.
Romanya’da 2000 yılında yaşanan maden kazası, Çernobil’den sonra Doğu Avrupa’daki en yıkıcı endüstriyel kazalardan biri olarak kayıtlara geçti.
Baia Mare siyanür sızıntısı olarak anılan olayda nehre karışan zehirli madde büyük bir çevre felaketi yarattı.
Macaristan ve Sırbistan’a da ulaşan sızıntı nedeniyle Tuna Nehri’nde toplu balık ölümleri yaşandı.
Siyanürlü altın madenciliğinde su kullanıldığı için işletmelerin nehir yakınlarına kurulması tercih ediliyor.
TEMA Vakfı’nın da aralarında olduğu çevreci dernekler, tatlı su ve insan sağlığını tehdit eden “siyanürlü liçlemenin” yasaklanması gerektiğini savunuyor.
Avrupa’da Almanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan siyanürlü madenciliğe lisans vermeyen ülkeler arasında bulunuyor. Peki biz neden lisans veriyoruz?
Korkunç bir çevre felaketi ile karşı karşıya olduğunu biliyorlar ama sorun olmadığı müjdesini veriyorlar?
Fırat Nehri’ne doğru kayan devasa toprak yığınının, siyanür ve sülfürik asit ile yıkanmış malzemelerden oluştuğunu biliyor musunuz?
“Yıllardır o dağ patlatıldı, içinden altın çıkarıldı, üst üste yığıldı ve atıklar, aynı çöp dağı gibi bir kenara yığıldı. Şimdi siyanürle yıkanmış bu devasa kütle Fırat Nehri’ne doğru akıyor.
Korkunç bir çevre felaketi. Binlerce yıldır Mezopotamya’yı sulayan nehri resmen zehirliyoruz. Sızıntı olmamasına inanmak isterim ama ne kadar güvenebiliriz bilemiyorum.
Sabırlı deresini kapattıklarını söylüyorlar. Demek ki dereye, toprağa ve yeraltı sularına da bulaştı. Peki, bu alanın temizliği nasıl yapılacak? Orada tarım yapılıyor, sulama yapılıyor, vatandaşlar yeraltı kuyularını kullanıyor. Daha konuşacak çok şey var ama ben cümlelerimi Turgut Uyar ‘ın çok sevdiğim sözü ile bitirmek istiyorum. “Keşke bir şiir okumuş,
bir kedi sevmiş olsaydınız.
Belki bu kadar, kirletmezdiniz dünyayı…”

Bu Yazıyı Yorumlayın..

Köşe Yazarlarımız

Meltem Etoğlangil

Erzincan altın madeni kazası

Babı Şefkat Nur

İYYAKE NA’BUDU “(-نَعْبُدُ-يَّاكَl-)

Leyla Gevrek

Kendimi Arıyorum

Yusuf Soner Erdem

Farkımız Ne?

Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe

TÜRKİYE’Yİ ÇEVRELEYEN ABD ÜSLERİ

Hakan Esen

Bayramınız Bayram Olsun

Tuğba Zehiroğlu

BİTSİN ARTIK

Ziynet Yıldırım

ÖLDÜRMEYECEKSİN

Facebook

Twitter

Anketler

Sitemizi yararlı buluyor musunuz?

Anket Sonuçları

Yükleniyor ... Yükleniyor ...