CHP Gaziantep Opr. Dr. Milletvekili Bayram Yılmazkaya, 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mülakatla alıma dayalı sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması için TBMM Başkanlığına kanun teklifi sundu.
2016 yılında doğu ve güneydoğu illerinde öğretmen tutmak için KHK ile geri getirilen sözleşmeli öğretmenlik sistemi yaklaşık 5 yıldır onlarca probleme neden olduğunu gerekçe gösteren Yılmazkaya, “Bu sömürü sisteminin acilen kaldırılması gerek. Kadrolaşmaya ve güvencesiz istihdama neden olan sözlü sınava dayalı sözleşmeli öğretmenlik atamasının, büyük hak kayıplarına yol açtığı gibi ülkenin geleceğine de zarar verdiği ortadadır” ifadelerini kullandı.
Sözleşmeli Öğretmenlik AKP’nin Sömürü Sitemi!
Yılmazkaya sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması için TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifinde şu gerekçelere yer verdi;
“Sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu öğretmenlere göre SGK kesintisinden dolayı ek ders ücretleri daha az olduğu gibi daha önce vergi dilimine girmekte ve maaşlarından daha çok kesinti yapılmaktadır. Özlük haklarında çok büyük eksiklikleri olan sözleşmeli öğretmenlerin, il içi, il dışı, özür grubu atama hakları yoktur. İdare baskısı ile sözleşmeli öğretmene ”zorla”, eşinden-çocuğundan ayrı, özlük ve mali haklarından mahrum bırakılarak görev yaptırılmaktadır.
Son yıllarda AKP Hükümetlerinin eğitime yönelik siyasi kadrolaşmayı esas alan, güvencesizliği dayatan ve piyasalaştırmayı amaçlayan baskıcı müdahaleleri, eğitim kurumlarımızı değersizleştirmektedir. Buna karşın AKP döneminde öğretmenliğin toplumsal önemi göz ardı edilmiş ve öğretmenler mesleki, iktisadi ve hukuksal birçok sorunla karşı karşıya bırakılmışlardır.
Öğretmenler bugün İktidarın ücretli öğretmenlik ve sözleşmeli öğretmenlik uygulamaları ile güvencesiz esnek çalışma koşullarına zorlanmaktadır.
Öğretmenlerin mesleklerini icra ederken sahip oldukları koşulların verimliliğinin sağlanması ve öğretmenlere kendilerini mesleklerine konsantre olabilecekleri imkanların verilmesi zaruridir.
AKP İktidarında eğitimde kalıcı çözümler geliştirilmediği için ataması yapılmayan öğretmen sayısı sistematik bir şekilde yükselmiştir. Resmi verilere göre Milli Eğitim Bakanlığının kadrolu öğretmen sayısı 774 bin 536, sözleşmeli öğretmen sayısının 114 bin olduğu ülkemizde acilen sömürü aracı olarak kullanılan sözleşmeli öğretmenlik statüsü kaldırılmalıdır.
Verdiğimiz bu yasa teklifiyle değerli eğitim emekçisi öğretmenlerimizin eşit statüde mesleklerini ifa etmeleri için Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen bu garabet düzenlemenin ortadan kaldırılması sağlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Tüm Eğitim Emekçilerinin Ekonomik, Sosyal, Mesleki ve Özlük Sorunlarının Çözülmesi Gerekmektedir!
“24 Kasım Öğretmenler Günü” nedeniyle yayınladığı mesajda, eğitim emekçilerinin sorunlarına değinen Yılmazkaya, yayınladığı mesajının devamında şu ifadelere yer verdi;
“AKP iktidarı, 20 yıllık süreçte öğretmenlerimizin yaşadığı sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmek yönünde yeterli ve gerekli adımları atmamış, kadrolaşma, eğitimin niteliğini değiştirme, bilimsellikten ve ulusal değerlerden yoksun müfredat programları, sözleşmeli öğretmenlik, açlık sınırına yakın ücret, yargı kararlarını tanımama gibi uygulamalarla öğretmenlerimizin içine düştüğü sorunları çığ gibi büyütmüştür. Eğitim sistemimizdeki sorunları çözmek yerine bu sorumluluğu öğretmenlerimizin üzerine yıkan bir anlayış uygulayan AKP iktidarı döneminde öğretmenlerin alım gücü kalmamıştır.
Aydınlığın simgesi, toplumun yol göstericisi öğretmenlerimizin, mesleklerinin saygınlığına yaraşır, çağdaş yaşam olanaklarına kavuşturulması, önceliklerimizden biri olmalıdır.
Düşünebilen, sorgulayabilen, gelişmeye ve yeniliklere açık, demokratik ve çağdaş yaşamı ilke edinen, birey olmayı başarabilen kuşakların yetiştirilmesinde en büyük güvencemiz öğretmenlerimizdir.
Öğretmenler toplumun aydınlık yüzüdür. Evrensel değerlerin, barışın, kardeşliğin, insan hakları, emeğin hakları ve demokrasiye saygının toplumda yerleşmesi için uğraşan eğitim emekçileridir.
Türkiye’deki öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları geçtiğimiz yıllar içinde sürekli gerilemiştir. Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, siyasi kadrolaşma ile okul dönüşümleri, özür grubu atamalarında yaşanan sorunlar, eğitim yöneticilerinin sendikal-siyasal referanslara göre belirlenmesi yaşanan sorunları daha da derinleştirmiştir. Kaybedilme noktasına gelen mesleki saygınlığın yeniden kazanılması için, öğretmen yetiştirme ve istihdam politikalarının uluslararası standartlara uygun ve bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, onurlu meslekleriyle her zaman sevgiyle ve saygıyla andığımız, saygın kişilikleriyle yüreklerimizde yaşattığımız eğitim ve bilim emekçileri olan değerli öğretmenlerimizin “24 Kasım Öğretmenler Günü” nü en içten duygularla kutluyorum…’