Gaziantep’te Valilik Binası’nın yıkım kararı ile ilgili bir açıklama da Mimarlar Odasından geldi.
Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu, yıkılma kararı alınan Valilik Binası ile ilgili açıklama yaptı.
Mimarlar Odası, sürecin şeffaf yürütülmesini valilik taşınacaksa mevcut binanın yeni fonksiyonlar verilerek yaşatılması, yapılacak binanın yerinin iyi düşünülerek seçilmesi ve projesinin yarışmayla elde edilmesi gerektiğini açıkladı.
Mimarlar Odası’ndan yapılan açıklama şu şekilde:
“Uzun zamandır takip ettiğimiz ve çeşitli mecralarda fikirlerimizi belirttiğimiz Gaziantep Valilik Binası’nın yıkılması kararı, öncelikle 14 Ocak’ta Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından, daha sonra 15 Ocak’ta Gaziantep Valisi Davut Gül tarafından Twitter üzerinden kamuoyuna duyurulmuştur. Bu vesile ile konu hakkında Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi’nin görüşlerini kamuoyu ve basın mensupları ile paylaşmak isteriz.
1. Valilik binamız, 1984 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın açtığı ulusal mimarlık yarışmasıyla elde edilmiş bir mimari eserdir. Birincilik ödülünü alan mimari projenin müellifleri Kürşat Aybak, H.Hüseyin Keçeci, Mete Öz, Hasan Öztürk ve Mehmet Soylu’dur.Her yapıyı kendi yapıldığı dönem ve şartlarda değerlendirmek gerekir. Gerek plan çözümü gerekse de çevresiyle ilişkileri bakımından değerli çözümler ürettiği için ulusal yarışmada birincilik ödülü almıştır. Bir yapıyı öznel kriterlerle değerlendirmek ve bunu yıkılma gerekçelerinden biri olarak görmek doğru bir yaklaşım değildir.
2.Her yapı bulunduğu kentin hafızasıdır. Yapıldığı dönemin değerlerini, kültürünü, mimarlığını, yapım ve malzeme çeşitliliğini yansıtır. Kentin hafızasında yer etmiş binaları yıkmak, kentin geçmişle olan tüm bağlarını koparmak anlamına gelir. Emirgan Çay Bahçesi, Turizm Parkı, Kızılay Lokantası, Lunapark, Çocuk Yuvası, Kamil Ocak Stadyumu, Kapalı Yüzme Havuzu, Kapalı Spor Salonu, Kavaklık ve Bahçelievler’deki konut dokusu kaybettiğimiz miraslarımızdır. Nasıl ki, tarih öncesi çağlardan kalan eserler bu topraklardaki yaşamı belgeliyorsa, bu tür mimari yapılar da kentin yaşadığı dönemleri ve yaşanmışlıklarını belgeler.
Mimarlıkta, “Süreklilik” kavramı önemli konular arasında yer alır. Valilik binamız, valiliğe ait fonksiyonları karşılayamaz hale geldiyse birtakım yapısal müdahale ve mekânsal değişikliklerle yapıya başka fonksiyonlar verilebilir. Bunun pek çok örneği dünyada ve yerelde mevcuttur. 1950 yılında Cumhuriyet Dönemi yapısı olan Hükümet Konağı-Adliye Binası, restorasyonla kültür ve sanat merkezine dönüştürülmüştür. Aynı şekilde, TCDD Lojmanları fonksiyon değişikliğiyle kamu kurumlarınca hizmet binası olarak kullanılmaktadır.
4. Betonarme bir binanın yaşamsal ömrü bilimsel olarak 100 yıl kabul edilir. Millet bahçesinin sınırlarının genişletilmesi için yıkılması düşünülen Valilik binamız henüz otuzlu yaşlarına gelmemiştir. Bu yapıyı rehabilite ederek; meydanı yaşatacak, besleyecek, gece gündüz canlı tutacak başka fonksiyonlarla kullanabiliriz. Bu kazanım, birtakım mimari çözümlerle elde edilebilinir. Bu bina, meydanın çeperini ve sınırlarını belirleyen bir konumdadır. Yıkmak Demokrasi Meydanı’nı daha da tanımsız hale getirecektir. Yarışma sonucu elde edilen bu eser, proje müelliflerinin görüşleri doğrultusunda yeni fonksiyonlara kavuşturabilinir. Gerekirse bu konuda ulusal fikir yarışması da düzenlenebilir.
Aksi taktirde, kentsel bir boşluk oluşacaktır. Boşlukları meydan yapan, onu çevreleyen yapılar ve meydana açılan yollardır. Yaşamayan bir kentsel boşluk, kent meydanı niteliği taşımayacaktır.
2016 yılından beri yıkımı tartışılan bu binanın, 2019 yılında yenilenmesi için harcanan milyonlar boşa harcanmış olacaktır. Eğer bina depreme karşı risk teşkil ediyorsa, bunu belgeleyen raporların kamuoyuyla paylaşılması gerekir. Kaynakların doğru kullanılması gereken bir dönemdeyken, harcamalar için daha fazla düşünmeliyiz.Kaldı ki; yeni bina tamamlanmadan yıkım işlemlerinin başlaması, hâlihazırda valiliğe bağlı bütün birimlerin geçici olarak başka binalara taşınmasına ve kiralamalara sebep olacaktır. Bununla beraber ekstra maliyetler oluşacaktır.
Gaziantep Valiliği’nin açıklamasıyla, yeni binanın Fevzi Çakmak Bulvarı üzerindeki Karayolları arazisine yapılacağı anlaşılmaktadır. Kentte yaşayan herkesin bildiği gibi, Fevzi Çakmak Bulvarı trafik yoğunluğuyla şu anda bile ciddi problemlere sahiptir. Bu bölgeye getirilecek yeni bir idari fonksiyonlu yapı, bölgeyi iyice çıkmaza sokacaktır.
Proje arsası olarak belirlenen alanda pek çok yetişkin ağaç bulunmaktadır. Bu ağaçların korunması oldukça önemlidir. Karayolları Müdürlüğü bu arsadan taşınabiliyorsa, burası hâlihazırda yetişmiş ağaçlar varken neden park olmasın? Eğer burası park olarak hizmete açılırsa, bölge halkı daha etkin kullanacaktır.
Eğer valiliğimiz için yeni bir bina ihtiyacı varsa; bu arsanın yeri, şehrin gelişimi hesaplanarak bilimsel yöntem ve analizlerle tespit edilmelidir.
Mevcut bina 1984 yılında ulusal mimari proje yarışması ile yapılmışken, yeni yapılacak bina “Hangi yöntemle elde edilecektir? Hangi seçici kurul tarafından onaylanacaktır?” diye sorgularken, projenin 2019 yılında hazırlandığı mühendislik hizmetlerini verecek firmanın internet sitesinden anlaşılmaktadır. Bu tarih valilik binasının yenilemelerinin yeni bittiği tarihtir. Binanın yıkılacağı kararı verildiyse, yenilemeler için neden yüklü miktarda harcama yapılmıştır?Bu nitelikteki yapıların elde edilmesi için tüm dünyanın kabul ettiği en sağlıklı yöntem, mimari proje yarışmalarıdır. Görüyoruz ki, yeni yapılması planlanan valilik binası projesi herhangi bir yarışmayla elde edilmemiştir.Beklentimiz; sürecin şeffaf yürütülmesi, valilik taşınacaksa mevcut binanın yeni fonksiyonlar verilerek yaşatılması, yapılacak binanın yerinin iyi düşünülerek seçilmesi ve projesinin yarışmayla elde edilmesidir.”