“Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir.
Aklın nuru, fünun-u medeniyedir.
İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder.
O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder.
İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup,
ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder."
(Münazarat
Birbirinden ayrıldıkları zaman,
hakikat tecelli etmediği gibi,
ulaşılması gereken neticeler maksad edilen gayeye ulaştırmaz!..
Vicdanın sadece dini ilimlerle aydınlanması
taassub gafletine dalmaktan kurtarmadığı gibi,
aklın da sadece fenni ilimleri tahsil etmesi,
kalbin şüphe ve vesvese marazına düşmesine mani olamaz!..
Bu yüzden, insanın hakikate ve kemale ulaşması,
ancak fen ve din ilimlerin beraber okutulduğu bir eğitim sisteminden geçer.
.(Üstadımızın Medresetüzzehra talebi bu hakikate binaendir!..)
Bu zaman da, Halihazırda durum aksine olduğu için,
kalp ve duygular gerilerken, maneviyat körelmiş,
akıl ve zekavet, şer ve hile lehinde fazlaca inkişaf edip keskinleşmiştir!…
“Bence en müthiş maraz asabîliktir. Zira herşeyi haddinden geçirmekle aksülâmel yaptırır.”
(Sünûhat)
İşte batının dayattığı bu tek taraflı eğitim sistemi,
akıl ve zekavet, şer ve hile lehinde fazlaca inkişaf edip keskinleşmesi neticesinde
Kavimcilik ve ırkçılık damarlarını, nefs-i emmarenin hevasına tabi tutup,
‘ÜMMET’ şuurunu kaybettirmiştir!..
“Medeniyet-i hâzıra,
…cemaatlerin rabıtasını unsuriyet ve menfî milliyet bilir.
Gayesi, hevesat-ı nefsaniyeyi tatmin ve hâcât-ı beşeriyeyi tezyid etmek için, bazı lehviyattır.”-
(25.söz)
“O vakit milletin kuvveti, bir şık bir şıkkın kuvvetini kırdığı için, hiçe inecek.
İki dağ birbirine karşı bir mizanın iki gözünde bulunsa,
bir batman kuvvet, o iki kuvvetle oynayabilir, yukarı kaldırır, aşağı indirir.”
(29. Mektup-7.kısım)
Bu asabiyet Marazın tek Dermanı; Efendimiz’in (ﷺ)
"Ey İnsanlar!
Beni iyice dinleyiniz!..
Allah hepinizi Adem’in soyundan, Adem’i de topraktan yarattı.
Arap olanın Arap olmayana, beyaz olanın siyah olana,
Arap olmayanın Arap olana veya siyah olanın beyaz olana
takva dışında hiçbir üstünlüğü yoktur!..’ (Murtaza Garia, a.g.e., 1991, s.25)
Başka bir hadiste yine Efendimiz’ (ﷺ)
‘Irkçılığa çağıran bizden değildir!..
Irkçılık uğruna savaşanlar bizden değildir!..
Irkçılık üzerine ölenler de bizden değildir!..’
(Ebu Davud Süleyman ibn'el Eş'as el-Ezedi es-Sicistani, Sünen-i Ebu Davud, Edeb:113)
Hamiyet-i Milliye ve Hamiyet-i İslamiye,
ancak bu Hadis-i Şeriflerin düsturlarına azami rağbet ederek,
hayatı ihya etmekle ancak mümkün olabilir!..