“Üretimle Öğrenciyi Sanayiyle Üniversiteyi Birleştirmeliyiz”
TİM Başkan Vekili ve TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sektör ve Öğrenci Buluşmaları kapsamında akademisyenler ve öğrencilerle bir araya geldi. Buluşmada, sektöre ve iş yaşamına ilişkin tecrübelerini paylaşan Ahmet Fikret Kileci gençlerin gelecekte başarılı olması için tavsiyelerde bulundu ve öğrencilerin sorularını cevaplandırdı.
Tekstil sektöründe yıllardır biriktirdiği tecrübeleri gençlere aktarmak isteyen TİM Başkan Vekili Kileci, ülkenin dört bir yanındaki öğrencilerle buluşmayı hedefliyor. Tekstilin gelecek vadeden mühendisleri ve tasarımcıları ile üniversitelerde buluşmak için kolları sıvayan Ahmet Fikret Kileci’nin ilk durağı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi oldu. Gençlerle bir araya gelen Kileci “Ülkemiz tekstil alanında tarihi ve coğrafi özelliklerinden dolayı dünya genelinde oldukça önemli bir yere sahip. İpekyolu’nun geçtiği topraklarda bunun izlerini daha da derinden görmemiz mümkün. Öğrencilerimizin tekstilin tüm tarihi aşamalarını ve kumaşın a’dan z’ye geçtiği işlemleri bilmesinin ilk adım olduğunu düşünüyorum. Hatta imkânı olan herkesin geleneksek yöntemlerle, eski tezgahlarda yapılan kumaşların üretim süreçlerini bile görmesi gerektiğine inanıyorum. Şu an modern fabrikalarda işlenen endüstriyel kumaşlardan ayrı olarak geçmişten bugüne geldiğimiz durumu görmemiz gerekir. Her işte olduğu gibi tekstilde de uzmanlaşmanın yolu araştırmak ve okumak; sonrasında da uygulamaktır. Sadece ülkemizin sınırları içindeki geçmiş ve mevcut duruma bakmayın. Mutlaka diğer ülkelerin tekstil kültürünü ve güncel hâllerinden haberdar olun. Biz sanayicilerin de sizlere destek olması ve üretimle öğrenciyi, sanayiyle üniversiteyi buluşturmak adına rol oynaması lazım” şeklinde konuştu.
“Kendinizi Geliştirmek İçin Fırsatları Kollayın”
Gençler için rekabetin ve şartların zorlaştığı bir dönemin yaşandığını vurgulayan Kileci “Şartlar her zaman mükemmel ve kolay olmayabilir. Ama mükemmeli siz yakalayabilirsiniz. Bu sebeple algılarınızı her zaman açık tutmanızı tavsiye ederim. Öncelikle dil sorununuz varsa aşın ve kendi sınırlarınızdan taşın. Sadece ana dilinizdeki materyallere değil küresel çaptaki kaynaklara en güncel hâliyle erişin. Bir de yarışmalara ve yurt dışı eğitim fırsatlarına karşı ayrı bir refleks geliştirin. Kendinizi geliştirmek için size faydası dokunacağına inandığınız tüm yarışmaları, eğitimleri ve fırsatları kollayın. Hiçbir netice alamasanız bile kendinizi sektörel anlamda daha iyi tanır ve konumlandırabilirsiniz. Ayrıca her adayın hayal ettiği gibi yarışmalarda derecelere girerseniz size sunulan olanakları değerlendirme şansı bulursunuz. Çünkü bazen hayalini kurduğumuz gelecek için çok çabalamamız ve kendimizi göstermemiz gerekir. Bu sebeple tekstil sektöründe öğrencilere yönelik yapılan tekstil yarışmalarını son derece doğru bir hamle olarak görüyorum. Öğrencilerin hayallerine giden yolda attıkları adım için çok iyi başlangıçlar yapmalarına olanak sağlıyor. Yarışmalar sayesinde hem kariyer fırsatları doğuyor hem de belki de en önemlisi yurt dışı eğitimleriyle öğrencilerin özgüveni artıyor. Mesela bu sene ikincisini yaptığımız Doku adlı kumaş tasarım yarışmamız ile biz bu süreci en somut hâliyle görebiliyoruz. Yarışmaların kaybedeninin olmadığını bu sebeple söylüyoruz. Kazandıkları deneyimi bir de derecelerle süslendiren finalistlere birçok kapı açılıyor. Üniversitede öğrendikleri bilgileri sahada uygulama şansı yakalıyorlar ve sektöründe önde gelen isimlerle çalışma şansı yakalıyorlar. Almış oldukları para ödülü, yurt dışı eğitim ödülü dışında inanılmaz bir tecrübe yaşıyorlar. İplik üretiminden kıyafetin hazırlanmasına kadar uzayan sürecin içinde bulunuyorlar. Yarışmalarımızı ve eğitimlerimizi kaçırmamak için bizleri sosyal medya hesaplarımızdan ve web sitemizden takip edebilirsiniz.” diye tavsiyelerde bulundu.
“Tüketen Toplumdan, Üreten Bir Topluma Dönüşmeliyiz “
Gelecek vadeden gençlerimizin dünyanın bulunmuş olduğu iklim krizi ve kontrolsüz tüketim sonucunda oluşan hasarları onarmak için inovatif çalışmalar sunması gerektiğine değinen Kileci, ”Tüketen toplumdan, üreten bir toplum düzenine geçmemiz gerekiyor. Çünkü kaynaklarımız gün geçtikçe tükeniyor. Ama yeni nesil gençlerimizin de teknoloji ile büyüdükleri çağımızda yine de umutsuzluğa kapılmak istemeyiz. Onların geliştireceği inovatif çalışmalarla doğa dostu ve sürdürülebilir özellikli üretim yapabileceğine ve tekstil sektörüne yeni bir boyut kazandıracaklarına hiç şüphem yok. Asfalttan tutun da uzay teknolojilerine kadar her alana uzanan tekstil, geleceğimizin gençlerine emanet. Gençlerimizin ve tekstil sektörümüzün geleceğinin hayal bile edemeyeceğimiz başarılı noktalara ulaşmasını temenni ediyorum.” şeklinde ifadelerde bulundu.