Alzheimer halk arasında unutkanlıkla eşdeğer görülebiliyor. Aslında Alzheimer, unutkanlıktan çok daha önce içe kapanıklık, çabuk öfkelenme, umursamazlık gibi belirtilerle kendini belli edebiliyor. 2021 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından Alzheimer hastalığının ilerlemesini durduran ilacın satışına onay verilmesi tedavide umut ışığı olarak görülüyor. Memorial Şişli ve Ataşehir Hastaneleri Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Türker Şahiner, “21 Eylül Dünya Alzheimer Günü” öncesinde, Alzheimer hastalığı ve tedavisindeki yeni gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Alzheimer önlenemeyebilir ancak ötelenebilir
Alzheimer hastalığının beyinde Amiloid Beta adını verilen bir proteinin birikiminden oluştuğu düşünülmektedir. Amiloid Beta zararlı bir protein molekülü değildir. Nöron adı verilen beyin hücrelerinin her gün defalarca sentezlediği bir moleküldür ve beyinde elektriksel sinyallerin iletiminde rolü olduğu tahmin edilmektedir. Bilinmeyen bir nedenden dolayı bu protein görevini yaptıktan sonra parçalanmak yerine hücresel arası ortamda birikmektedir. Aslında Parkinson ve beyni tahrip eden diğer birçok hastalıkta da benzer mekanizmanın varlığı gösterilmiştir. Sadece biriken protein ve tahrip ettiği bölgeler değişmektedir. Günümüzde biriken proteinlerin genetik adresleri bilinmekte ve genetik olarak bu hastalıklara olan yatkınlığı olan kişiler belirlenebilmektedir. Ancak genetik olarak normal doğan bireyde de sonradan oluşan birikim oldukça sık olarak görülmektedir. Bu durumda çevre beslenme ve yaşam tarzı gibi faktörler etkin olmaktadır. Alzheimer hastalığını önlemek mümkün olmasa bile hastalığı ötelemek mümkündür.
Unutkanlık sizi ne zaman endişelendirmeli?
Her unutkanlık Alzheimer değildir ve hatta bu hastalıkta görülen unutkanlık günümüzde çoğu insanın yakındığı unutkanlıktan çok farklıdır. Alzheimer hastaları unutkanlıklarının çoğu zaman farkında değildir ve unutkanlıklarını da inkar ederler. Hastalar unutkan olmadıklarına inandıkları için yakınlarını bile suçlayabilmektedir. Hastalarda yaşanan unutkanlıklar kişinin çok iyi başardığı becerilerin yavaş yavaş kaybolmasına yol açar ve adeta bambaşka kişiliğe bürünen hastanın sosyal ilişkileri bozulur. Oysa hemen hemen herkesin yakındığı unutkanlık beynin bir savunma mekanizmasıdır ve çok yoğun iletişimden dolayı bilgi bombardımanı karşısında beyin adeta “pause” düğmesi ile kendini yeni bilgi kaydına kapatmasıdır. Kaydedilmeyen bilgi hatırlanamaz yani unutulamaz.
Alzheimer unutkanlıktan önce belirti verebiliyor
Alzheimer, kişiyi unutkanlıktan çok önce farklı bir kişiliğe doğru sürükler ve erken dönemde çoğu zaman hastalar içe kapanmayı ve kendi çevrelerini daraltmayı tercih ederler. Depresyon belirtileri klinik tabloya hakimdir. Kararsızlıklar kolayca öfkeye dönüşür. Kaybedilen beceriler nedeni ile aldıkları eleştirilere tahammülsüzlük dikkat çekicidir. Alınganlık bazen yakın çevresini çok yorar. Çoğu zaman depresyonla beraber aşırı bencillik ve umursamazlık da vardır. Bazen yakın bir arkadaşın vefatını bile umursamaz olabilirler. Bu dönemde hala bireysel işlerini yürütebilir ve hijyenlerini korurlar ancak işlerin kalitesi bozulmaktadır.
Erken teşhis tedaviyi şekillendirebilir
Günümüzde erken tanıda genetik analizler ve beyin omurilik sıvısında amiloid beta protein ve TAU protein ölçümü çok değerlidir. 2012 yılında dünyada tanı kriterleri değişmiş ve kimyasal analizler erken tanı kriterleri arasına alınmıştır. Bugün sadece ABD de ticari kullanıma sunulmuş amiloid PET Türkiye de 2020 yılından itibaren kullanımdadır. Beyin MR çalışmaları erken tanıda çok değerli olup yaygın kullanılması için çalışmalar sürmektedir.
Yeni tedaviler hastalar için umut ışığı olabilir
Alzheimer tedavisi için yakın gelecekte ümit verici çok sayıda çalışma büyük kaynaklar kullanarak devam etmektedir. Bu çalışmaların büyük çoğunluğu immün terapilerdir. Bağışıklık sistemine tanıtılan “çöp proteinler”in gene insanın bağışıklık sistemine temizletilmesi amaçlanmaktadır. 2012 yılında bu işi başaran ilaçlar ticari kullanım için onay alamamıştır. Çünkü bu ilaçlar ileri evre hastalara uygulanmış ve doğal olarak beyni tahrip eden proteinler temizlense bile hastaların klinik tabloları düzelmemiştir. Aynı yıl genetik olarak yüksek riskle tanımlanmış çok genç yaşta hastalığa yakalanan çok sayıda bireye sahip ailelerin genç bireyleri gönüllü olarak bu tedavileri almaya başlamıştır. 2021 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) Alzheimer hastalığında tarihte ilk kez hastalığın ilerlemesini durduran bir ilaç için satış onayı vermiştir. İlacın etken maddesi olarak kullanılan “aducanumab” beyinde biriken amiloidi temizleyebilmektedir. Beyin sağlığı açısından bir dönüm noktası olabilecek bu ilaç henüz ABD dışındaki ülkelerde satışa sunulmamıştır. Ancak hastalar ve aileleri için bir umut ışığı olmayı sürdürmektedir.