Medical Park Gaziantep Hastanesi, 4 Mart Dünya Obezite Günü münasebetiyle farkındalık oluşturmak için hastalıkla alakalı tüm branşlardan doktorların katılımıyla hastalık hakkında bilgiler verdi.
Sağlık alanında yatırımlarıyla adından sıkça söz ettiren Medical Park Gaziantep Hastanesi, 4 Mart Dünya Obezite Günü münasebetiyle obezite hastalığıyla ilgili olarak tüm branşlardan doktorların katılımıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Hastalıkların tedavisi için multidisipliner tedavi yaklaşımını sergileyen Medical Park Gaziantep Hastanesi, obezite hastalığına farkındalık oluşturmanın amaçlandığı etkinlikte, aynı zamanda hastalık ve hastalığın tedavisi hakkında bilgiler verildi. Yesemek Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Başhekim Prof. Dr. Ekber Şahin, Beslenme ve Diyet Uzmanı Özlem Güleçoğlu, Psikiyatri Uzmanı Dr. Rıfat İnci, Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mesut Gül, Genel Cerrahi Doç. Dr. Ersin Borazan, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ümit Çınkır, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Koruk, Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. M. Sait Dağ katıldı.
“Amacımız farkındalık oluşturmak”
Obezite hastalığıyla ilgili olarak hastanede görev olan tüm branştaki doktorların katılımıyla farkındalık oluşturmaya ve hastalık hakkında bilgiler vermeye amaçladıklarını ifade eden Medical Park Gaziantep Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ekber Şahin, “ 4 Mart Dünya Obezite Günü nedeniyle çağımızın büyük bir sağlık problemi olan obeziteye dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için Medical Park Gaziantep Hastanesi olarak obeziteyle ilgili tüm branşlarımızda bir basın açıklaması yapmak istedik. Amacımız obezite hastalığına dikkat çekmek ve bununla ilgili yapılan tedaviler hakkında bilgiler vermektir” dedi.
“ Obezitiyle ilgili tüm branşların olması nedeniyle çok şanslı bir hastaneyiz”
Obezitenin neden olduğu hastalıkların teşhisinin çok önemli olduğuna ve hastaların motivasyonlarının yüksek olmasının tedavi anlamında ciddi faydalar sağladığını ifade eden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ümit Çınkır, “Obezite genel anlamıyla vücut ağırlığının boya oranının artışıyla ortaya çıkan bir durumdur. En önemli önlenebilir bir halk sağlığı problemidir. Obezite, sadece fiziksel bir durum olarak değerlendirmemek gerekiyor. Beraberinde birçok rahatsızlığa neden olabilmektedir. Bu nedenle tedavisi elzemdir. Obezitenin neden olduğu sağlık problemlerinin teşhisinin iyi yapılması gerekiyor. Hastanemizde obeziteyle ilgili tüm branşların bulunması nedeniyle çok şanslı bir hastaneyiz” ifadelerini kullandı.
“Günümüz ruhsal rahatsızlıklarında yeme bozuklukları çok sık görülmektedir”
Obezite hastalığının psikolojik açısından değerlendiren ve psikolojik tedavi ile yeme bozukluklarının tedavi edilebildiğini dile getiren Psikiyatri Uzmanı Dr. Rıfat İnci, “Günümüz ruhsal rahatsızlıklarında yeme bozuklukları çok sık görülmektedir. Özellikle strese bağlı aşırı yeme veya yeme düzensizliği buna bağlı mide, bağırsak problemleri çok sık görülmektedir. Psikiyatrik durumlar obezitenin dirençli olmasını arttırmaktadır. Bize gelen çoğu danışanımız kilo veremediklerini bunun içinde psikiyatrik tedaviye ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar. Genelde antideprasanların kilo verdirdiği yönünde duyumlarla yanımıza geliyorlar. Gerçekten strese bağlı kortizon yüksekliği insanlarda aşırı bir insülin direnci yeme bozukluğu oluşturuyor. Biz bu stresi tedavi ettiğimizde yeme bozuklukları bir miktar azalıyor” şeklinde konuştu.
“Cerrahi tedavi obezitede hayati önem taşıyor”
Hastalığın tedavisi anlamında cerrahi olarak yapılan işlemlerden bahseden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ersin Borazan, “Önemli olan obeziteden korunmaktır. Özellikle genetik yatkınlığı olan insanların çevresel etkenlere çok dikkatli olması gerekiyor. Obezite Cerrahisi ile tedavi obezitede hayati önem taşıyor ve kesin tedavi şekli diyebiliriz. Obeziteden kaynaklı ölümleri önlemek şuanda mümkün. Vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan hastalara cerrahi işlem uygulanır. Bunun yanında metabolik hastalıklar da varsa cerrahiden yararlanılabilir. Cerrahi tedavinin amacı alımı kısaltmak, mideyi küçültmek veya emilimi bozma şeklinde oluyor” dedi.
“Bu bir ulusal sağlık sorudur ve mücadele edilmelidir”
Obezitenin ulusal bir sağlık sorunu haline geldiğini ve bu nedenle dikkat çekilmesi gereken bir hastalık olduğunu belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Koruk, “Obezite diye anılan şişmanlık bir hastalıktır ve kendisi de birçok hastalığın anasıdır. Kadınların yüzde 44’ü erkeklerin ise yüzde 27’si obeziteye ulaşmış durumda. Toplumumuzun üçte biri obezite hastalığına yakalanmış durumda. Obezite konusunda bakanlık ve ilgili paydaşlarla ulusal bir mücadele başlatmak Türkiye için bir zarurettir. Gastroenterolojik anlamda da artık karaciğer yağlanmasını görmekteyiz. Bunun oluşturduğu iltihaplanma siroza ve sonrasında karaciğer kanserine yol açmaktadır. Obezite tedavi edilmesi gereken bir konudur. Bizim açımızdan baktığımızda kalınbağırsak kanserleri için obezite risk oluşturmaktadır. Bu bir ulusal sağlık sorudur ve mücadele edilmelidir” ifadelerini kullandı.
“Fastfood ürünlerden kaçınmalı daha çok sebze ve meyve tüketmeliyiz”
Fastfood ürünlerin obezite hastalığını tetiklediğini ve bu nedenle daha çok sebze ve meyvenin tüketilmesinin gerektiğini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Özlem Güleçoğlu, “Günümüzde çok fazla yaygınlaşan obezite ciddi sorunlar teşkil etmekte. İnsanlar zaman kısıtlaması olduğu için daha fazla fastfood beslenme tarzına dönmekte. Metabolik rahatsızlıklar da vücudumuzda kiloya sebep olabiliyor. Toplum olarak sağlıklı beslenmeyi farkındalık haline getirmemiz gerekiyor. Buna çocukluktan başlamamız gerekiyor. Özellikle su tüketimine dikkat çekmeliyiz. Sağlıklı bireylerin kadın olarak günlük on bardak erkek olarak da on beş bardak su tüketmesi gerekiyor. Besinlerimizi daha çok lifli seçmemiz gerekiyor. Fastfood ürünlerden kaçınmalı daha çok sebze ve meyve tüketmeliyiz. Tuz tüketimine dikkat etmeliyiz. Yine çiğnemek çok önemli” diye konuştu