Gaziantep Akademik Meslek Odaları Birliği’nden (GAMOB) Boğaziçi protestoları ile ilgili açıklama geldi. GAMOB, “Kutuplaşmadan yorulduk, Boğaziçili öğrencilerin haklı taleplerinin diyalog ile çözülmesinden yanayız” mesajı verdi
Gaziantep Akademik Meslek Odaları Birliği Sözcüsü TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Aslı Tezel, kutuplaşmadan yorulduk dedi ve basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Üniversiteler bir ülkenin sosyo-ekonomik, kültürel, bilimsel ve endüstriyel kalkınmasının en önemli unsurlarından biridir. Üniversiteler ancak özgür, bilimsel ve eşitlikçi eğitim ürettiğinde o ülke kalkınabilir; müreffeh ve muasır medeniyet düzeyine ulaşabilir. Çağdaş bilgi ancak özgür ve sorgulayıcı olduğunda yeşerip boy verebilir.
2016 Yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan düzenleme ile daha önce üniversite kadrosundaki akademisyenler tarafından seçilen altı rektör adayı içerisinden üçü atanmak üzere Cumhurbaşkanına sunuluyor, Cumhurbaşkanı bu üç aday içerisinden birini seçiyordu. Mevcut haliyle bile Demokratik bulmadığımız bu yöntem, düzenleme sonrası daha da antidemokratik bir hal alarak, Cumhurbaşkanı tarafından seçimsiz direkt atama yöntemine dönüştü. Bu durum Boğaziçi üniversitesinde yaşanan olaylardan önce de birçok akademik ve sivil toplum çevreleri tarafından tartışılmış ve üniversitelerin bağımsızlığına gölge düşürüleceği kanaatine varılmıştı. 30 gün önce Boğaziçi rektörlüğüne, üniversitenin teamüllerine ve geleneğine aykırı bir şekilde atanan Melih Bulu, öğrenciler ve Boğaziçi’nde görev yapan akademisyenler tarafından haklı bir tepkiyle karşılanmıştı. YÖK, Cumhurbaşkanlığı ve rektörlük üniversitenin en önemli bileşenleri olan akademisyen ve öğrencilere kulak vermek; sorunu uzlaşı ile çözmek yerine krize dönüştürmeyi tercih etmiştir. Hükümet organları, kolluk güçleri ve içişleri bakanlığı öğrenci ve akademisyenlerin gösterdiği demokratik tepkiyi suç kabul etmiş; öğrencileri terör örgütleriyle ilişkilendirmiş ve bu durumu siyasi bir argüman olarak kullanıp toplumu ve farklı düşünen çevreleri karşı karşıya getirmiştir.
Üniversite kapısına kelepçe vurulması, polisin öğrencilere karşı olan baskıcı ve orantısız tutumu, gibi toplumsal fay hatlarının kırılmasına; farklı renklerin milli tehdit olarak yansıtılmasına yönelik tutumlar milli ve dini değerler üzerinden siyasi rant elde etme çabalarının göstergesidir.
GAMOB bileşenleri olarak, yüzlerce öğrencinin darp edilerek gözaltına alındığı, ülkemizin akademik olarak en başarılı üniversitelerinden birinin böyle üzücü olaylarla değil; bilimsel başarılarla anılmasını istiyoruz. Gerginliğin taraflarına uzlaşı ile çözüm yolları üretmeyi, birbirimize hakaret etmeden, şiddete başvurmadan, zaten kutuplaşan toplumu böyle gündemlerle yormadan öğrenci ve akademisyenlerin haklı taleplerinin dikkate alınmasını bekliyoruz.
Ekonomik belirsizliklerden, politik krizlerden, göçten ve pandeminin yıkıcı etkilerinden yorulan, öğrencinin, esnafın, memurun, işçinin; yani bir cümle yurttaşın politik gerginlik içerisine çekilmesinden dolayı endişeliyiz. Başta TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve yürütme organları olmak üzere ilgili tarafları, Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan üzücü anti-demokratik durumun çözülmesi için sağduyuya ve uzlaşmacı sorumluluğa davet ediyoruz.”