Gün geçmiyor ki, yeni bir tanıdığımızın korona haberini almayalım.
Hele sosyal medya hesaplarımıza hiç bakasımız gelmiyor.
Ya başsağlığı, ya da ‘Allah acil şifalar versin’, ‘Allah sevdiklerine bağışlasın’ mesajları.
Ya da ‘Acilen hastalığı daha önce geçirmişler kişiler aranıyor’ diye bağış çağrıları.
Gerçekten içimiz ürperiyor.
Üzülüyoruz, kahroluyoruz ve de korkuyoruz da.
Daha kaç tanıdığımıza bulaşacak bu illet hastalık diye bekliyoruz.
Sokaklara çıkıyoruz, her 3 evin birinde karantina uyarıları.
Gerçekten gün geçtikçe daha kötüye giden insanlar ve bir dünya.
Peki ne olacak, nasıl bitecek bu korona?
Kendi kendimize hiç sorguluyor muyuz?
Bene sadece üzülüyoruz, korkuyoruz ve yine bildiğimizi okuyoruz.
Biran önce kurtulmamız lazım.
Evet, kurtulmamız lazım ama bu kafayla değil.
Korona virüsten tamamen kurtulsan dahi biraz ders çıkarmalıyız.
Bu dünyanın fani olduğunu, bir de diğer taraf olduğunu hatırlamalıyız.
Kardeş kardeşe düşman olmuş.
İyiliğin bedeli kötülük olmuş.
İnsanlara değer vermenin değersizleştiği bir zamanda yol alıyoruz.
Yetimlerin, öksüzlerin, fakirlerin haklarının gasp edildiği bir dünya oluvermiş. Hırsızlığın ve arsızlığın başını alıp gittiği bu zamanda korona belki iyi bir ders olur.
Ölüm korkusu sarınca belki bazı şeyler de değişir.
İnsanlar da artık kendine gelir.
Koronayı sadece bir hastalık olarak görmezler umarım.
Bu dünyada malın mülkün de bol olduğunu, öteki dünyaya giderken herkesin eşit şartlarda gideceğini ve paranın pulun böylesine illet bir hastalık karşısında insanları kurtarmadığını gördük.
Umarım artık gereken dersleri çıkarırız.
Umarım artık insanca bir dünya olur.
Bir Yorum Bırakın