Türkiye’de kader !...
İstanbul sözleşmesi nedir ?
Amacı nedir ?
Maddeleri nelerdir ?
Kimleri kapsamakta ?
Ne yazık ki ülkemiz de bu soruları sorup sözleşmeyi inceleyenlerin sayısı o kadar az ki !
Sözleşmede mağduriyetin sadece kadına yönelik olmadığını erkek çocuk ,erkek birey ,sadece cinsiyet değil ,din ,dil, ırk ,ayrımı yapmadan koruma altına alıyor. Şimdi bu kadar koruma eşitlik gibi zararsız kelimeler neden siyasi olarak tehlike unsuru olarak görülüyor ?? ?? Güzel bir soru işareti koyup en azından bu yazımdan sonra sözleşmeyi okumanızı rica ediyorum.
Okumayan , araştırmayan ,sorgulamayan millet önüne konulanı yemek zorunda kalır. Ben yazıma kadınlarla ilgili söylenmiş sözler ile sonlandırıyorum.
Cahildirler kadından üstün olduğunu sananlar demiş, Mevlana.
Kadın, bilmeyene nefs, bilene nefestir demiş, Şems-i Tebrizi.
Goethe'ye göre, kadını, şarabı, şiiri, müziği sevmeyen, ömrü boyunca ahmak kalır.
Karl Kraus'a göre, bir kadın olmadan yaşanmayacağı doğru değildir, bir kadın olmadan yaşanmış olunmaz sadece.
Winston Churchill, benim en parlak başarım, eşimi benimle evlenmeye ikna etmemdir diye özetlemiş.
Charlotte Whitton ise, kadınlar, hayatta yapmaları gereken şeyleri, kendilerinin yarısı kadar bile iyi olmayan bir erkeğin yaptığından iki kat iyi yapmak zorundadır, neyse ki, bunu yapmak zor değil diye gülümsemiş.
Charles Bukowski, hıçkırarak ağlayan bir kadının gözyaşları, ağlatan adamın başına geleceklerinin altına atılacak imzadır diye uyarmış.
Tolstoy, kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele, her zaman yepyenidir demiş.
Turganyev, bütün dehamı, bütün eserlerimi, akşam yemeğine geç ya da erken gelmemle candan ilgilenen bir kadın uğruna feda etmeye hazırım, diye yazmış.
İstanbul Sözleşmesi Dünya’ da sözleşme!
Bir Yorum Bırakın