DÜN TÜRKİYE'DE ALTI TT olmuş yine öldürülen kadınlar... Boşanmak üzeresin, eşin çatıdan ip sarkıtarak eve girip seni öldürüyor. Yeni evlisin evinde ölü bulunuyorsun. Nişanlısın ve nişanlın tarafından öldürülüyorsun. Sonra nişanlında aynı tüfekle intihar ediyor. Kavga sonucunda eşin sinirlerine hakim olamıyor, evinde ölü bulunuyorsun. Uzaklaştırma kararı alınan kocan tarafından öldürülüyorsun. Boşanmışsın eski eşin yolda karşına çıkıyor bıçak darbelerine teslim oluyorsun. Yine evinde çocuklarının gözü önünde dayak her türlü işkence ve sonunda ölümle kucaklaşıyorsun. Bu ve benzeri haberleri gün geçmiyor ki duymayalım. Evet her gün kaç kadın kaç eş, kaç anne, kaç evlat katlediliyor. Bu cinayetler İstanbul sözleşmesi öncesinde vardı. İstanbul sözleşmesi esnasında vardı. İstanbul sözleşmesi kalktıktan sonra da devam ediyor ve de edecek. Biz Türküz, müslümanız, ataerkil aileye sahibiz. Geçmişden gelen aile kültürüyle yetiştik. Erkek evlat her daim haklı ve öndedir diyerek yetiştirilir. Bizler, (anne ve baba) evlatlatımızı yetiştirirken nerede yanlış yapıyoruz dikkat etmeden evlendirip salıveriyoruz hayat çemberine... Ailede eşine sevgiyi saygıyı bilmeden geçen günler... Her geçen günde düzenli aile sayısı azalıyor. Yaşadığımız bu günlerde dönemin en meşhur hastalığı her ne kadar covit 19 görünsede görünmeyen hastalık olan stres ve psikolojik sorunlarla mücadele ediyoruz. Neredeyse her aile (istisnalar hariç) içerisinde psikolojisi bozuk ya anne ya baba ya da evlat var. Ne kadar inkar etsek de maalesef aile düzeni bozulmuş nice hikayeler var. Aile içerisinde en küçük pireyi deve yaparak yuvası yıkılanlar nice hayallerini geride bırakanlar olarak kolonileşiyoruz. Hepimiz biliyoruz aile içi şiddetin en büyük sebebi kıskançlık ve karşılıklı güven meselesi ve kültür farkından kaynaklanıyor. Biz anne baba olarak evlatlarımız üzerinde her daim baskın olduk. Bence hatalı oldukları konularda büyükleri olarak yanlışlarını hatırlatalım. Karı koca arasını çok deşmeden, birbirine karşı kışkırtmadan en olur taraflarıyla yakınlaştıralım. Yuva ne zorluklarla kuruluyor. Bir öfke ile de oyuncak lego bozar gibi anında dağıtıyoruz. Ez cümle, diyorum ki biz anne baba olarak çocuklarımızı hayata iyi insan olarak yetiştirelim. Ki ne bir ne iki, ne üç, beş, altı kadın kurban olmadan huzurlu yuvalar dileği ile...