27 Eylül 2020 günü saat 06.00 sıralarında Ermenistan Ordusu ile cephe hattı boyunca geniş kapsamlı provokasyonda bulunarak Azerbaycan ordusunun mevzilerine ve sivil yerleşim birimlerine büyük çaplı silahlar, top ve havanlarla ateş açmasıyla başlayan çatışmalar, 44 gün sonra Ermenistan’ın hezimetiyle sonlanmıştır. Ermenistan Başbakanı Paşinyan ve Ermenistan Ordusu muhtemelen böyle bir hezimeti beklemiyordu. 1992’de işgal ettikleri yerleri genişletmek, belki de Bakü’yü ele geçirmenin hayalini kuruyorlardı. Sonuç, onlar açısından tam bir hayal kırıklığı. Türk ordusu Dağlık Karabağ’da. Türk Ordusu 102 yıl sonra Bakü’de. Hayallerin gerçeklere dönüşebilmesi için silah, malzeme ve teçhizatın yanı sıra “insan unsurunun” da hesap edilmesi gerektiğini düşünemeyen Ermenistan, Rusya’dan aldığı silahlar ve Rusya’nın Ermeni toprakları üzerindeki garantörlüğünü göz önünde tutarak Azerbaycan’a saldırdı. İnsan unsuru olarak askerler, siyasetçiler, danışmanlar gibi sivil- asker her kesimden insanı değerlendirmek mümkündür. Ancak burada üzerinde durulması gereken Ermenistan Ordusu’nun komutanları, kurmaylarıdır. Komuta kademesinin iyi eğitilmesi şarttır. Siyasi, askeri, jeopolitik, stratejik konularda eğitilmesi, birikimli olması ve en önemlisi gerçekçi olması, hayalperest olmaması gerekir. Bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin subayları ve kurmayları karşı güç olarak değerlendirilen gücün bütün özelliklerini, imkan ve kabiliyetlerini, silah, malzeme ve teçhizatını bilmek zorunda ve harekat planlarını yaparken bütün bunları hesaba katmak zorundadır. Paşinyan bilmeyebilir. Zaten Paşinyan sokaktan gelmiş, Amerika ve Fransa destekli bir eylemci olarak başbakanlık koltuğuna oturmuştur. Ama Ermeni Ordusu’nun komuta kademesi nerede? Hiç mi Azerbaycan Ordusu’nu incelemediler? Ordu istihbaratı nerede? Harekat planlarını nasıl ve neye göre çizdiniz? İşte bütün bu soruların cevabı Ermenistan’ın bir devlet haline gelemediğini ve halen Amerika ve Fransa gibi Batılı devletlerden ve Ermeni diasporasından medet umduğunu göstermektedir. Ermenistan Ordusu adete çapulcu ordusudur. Çapulcu bir ordunun yapacağı ise yakıp yıkmak, öldürmektir. Bunu bir asır önce de yaptılar, şimdide yaptılar. Sözde komuta kademesi ve hiyerarşisi olan bir ordu ve Ermenistan siyasetçileri maalesef insan hakları konusunda yine sınıfta kaldı. Bugün insan hakları günü ve Batı sürekli olarak önümüze “insan hakları” konusunu dayatıyor. Acaba Batı, Ordu’sunun kurmayları tarafından aldatılan, hayalperest, sokaktan gelme bir başbakan olan Paşinyan ve onun askerlerinin Dağlık Karabağ’da yaptıkları zulüm ve insan hakları ihlallerine karşı ne diyecekler? Tabii cevabını biliyoruz. Sessiz kalıp, hiçbir şey olmamış gibi davranacaklar, Fransa’nın yaptığı yüzsüzlük gibi Dağlık Karabağ Ermeni yönetimini tanıyacaklar. AKADEMİK ÇALIŞMALAR VE “DİJİTAL SÖYLEŞİLER”İN TAKİBİ İÇİN Youtube kanal: https://www.youtube.com/channel/UC9EYaxfUKIwl6H7tf-nhbEg?view_as=subscriber Twitter: https://twitter.com/AliFuatGokce İnstagram: https://www.instagram.com/gokce_alifuat/