Babı Şefkat Nur

Yazarın Tüm Yazıları 7 Ekim 2025

Kader Ve Cüz-i İhtiyari Halı Ve Vicdanıdır



 

“Kader ve cüz-ü ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, 

hâlî ve vicdanî bir imanın cüzlerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir.”

 (26. söz-1.mbh.)

Evvelâ şu bilinmelidir ki;

“Kader;

Hak Teâlâ’nın, ezelden ebede kadar olmuş ve olacak her şeyin, 

her şeyini ve her hâlini, zamanını ve mekânını, 

sıfatlarını ve özelliklerini ezelî ilmiyle bilip, ona göre, takdir etmesidir.”

Kader, bir şey hakkında verilen karardır. Kaza ise, verilen o kararın gerçekleşme olayıdır.

Kader, imanın altı şartından biridir. Kur’an’ı Kerim’de zikredilen 

1-İmam-ı Mübin denilen Allah’ın İlim sıfatına haiz, varlığın Kader defteri olan 

Levhi mahfuz… ve yine benzer ayetler de adı geçen, 

Kudret sıfatına haiz, mahlukatın kaderde tayin 

ve tespit edilmiş mukadderatının varlık aleminde yani şehadet alemin de, 

eşyada üzerinde tahakkuk ve icra edilmesi ve hayata geçirilme ameliyesi, 

kayıt altına alınması, belgelenip delillendirilmesi olan, 

2-Kitab-ı Mübin’…Ve üçüncü olarak 

3-‘Cüz’i ihtiyari.’ kadere imanın Cüz-i hakikatlerindendir… 

‘Cüz’i ihtiyari’; İki şeyden birini tercih etmek demektir ki;

Risale-i Nur’da,

“İradenin gayetü-l gayatı ve vazifesi ibadettir.”  (mesnevi-i Nuriye) denilmiştir. 

İbadet olması; Kendisine, kulluğun anahtarı hükmünde olan 

İrade’nin, helal ve münasip olanlar için tercih hakkını kullanması, haram ve yersiz 

-fuzuli, malayani- şeylerden sakınıp uzaklaşması vazifesinin emredilmesidir……

‘hâlî ve vicdanî bir imanın cüzleri…’ demekle,

cüz’i irademizin varlığını da ancak vicdanımızla fark edebildiğimiz nazara veriliyor.... 

Meselâ;

Allah Âzze ve Celle yi bize tanıtan dördüncü muarrif-i burhan olan 

‘Vicdan-ı beşer denilen fıtrat-ı zîşuur’ (mesnevi-i Nuriye) de bahsedilmektedir…

-vicdan, bilinçli ve bir şuurdur- ki, diğer üç muarrife de ulaştırır.- 

İnsanın eşyayı ve varlığı hatta kendini tanıdığı; 

görme, işitme, koklama, tat alma ve dokunma duygularının tümüne 

zahirî hisler deniliyor. Bunlar bir derece ilmi olabilir… 

Ama Bunlara ilave olarak insanda beş tane de batınî his var. 

Bunlar, kuvve-i akliye, kuvve-i hayaliye, 

kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye, hiss-i müşterek olarak belirtiliyor. 

Bu beşinci his ilmi ve nazari değildir…

Bilakis, diğerlerinin ortak faaliyetini sağlıyor. 

Üstat Hazretleri insandaki bu beş batinî hisden başka altıncı bir his olarak, 

‘Sâika’ ve ‘Şâika’ dan bahsediyor.

“sâika” hayvanların ve bitkilerin faaliyetlerindeki sevk-i ilahi,

 “şâika”; insanlarda 

“Âlem-i gayb ve şehadetin nokta-i iltisakı ve berzahı ve iki âlemden

 birbirine gelen seyyârâtın mültekası, vicdan denilen fıtrat-ı zîşuurdur. 

Evet, fıtrat ve vicdan akla bir penceredir; tevhidin şuâsını neşrederler.”

(mesnevi-i Nuriye)

denilen İnsanın bedeni, “şehadet âlemi” denilen şu kâinattaki varlıklardan 

istifade ettiği gibi, akıl ve kalbi de bu eşyayı yaratan 

ve ona hizmet ettiren Rabbini, Hâlık’ını bilmek ve bulmakla tatmin olur. 

Bu cihetle de vicdan, gayb âlemi ile şahadet âleminin 

“nokta-i iltisakı” yani bir nevi buluşma noktasıdır. 

Demek,

Vicdan, hakikatleri tartmak ve tasdik için insanın fıtratına dercedilmiş bir terazidir. 

İnsan yanılsa bile vicdan yanılmaz.

Vicdan, insanın kendi fiil ve hareketlerini tetkik ve muhakeme ederek, 

lehinde veya aleyhinde hüküm veren sadık bir hâkim ve gizli bir histir.

“Vicdan, fıtrat-ı zîşuurdur.” 

(mesnevi-i Nuriye) ve “O şevk ve sevk yalan söylemez” buyuruyor. 

İnsan, vicdanının sesini iyi dinlediği ve aklını doğru kullandığı takdirde 

bu sevk ve şevk hisleri de insanı Rabbine ulaştıran birer rehber olurlar.

Demek oluyor ki, 

Yani, kişi üzerinde ki vicdanın tasdiki olmayan bir kulluk;

hiçbir zaman müttakilik, yani takva makamına çıkamaz!..

 

“Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan

 ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, 

vicdanî ve aklî olan imanî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, 

eserleri ve tesirleri zayıf kalır.”

(Îşârâtü’l-İcâz, Bakara,21ayet)

 

“Yani, mü’min, herşeyi, hattâ fiilini, nefsini Cenâb-ı Hakka vere vere,

- ilk 5 iman esasatına riayet ettikten sonra, kendi amelleri karşısına çıkınca -

tâ nihayette teklif ve mes’uliyetten – emir ve sorumluluklardan -, kurtulmamak için,

cüz-ü ihtiyarî önüne çıkıyor; ona “Mes’ul ve mükellefsin- sorumlusun-” der. 

Sonra, ondan sudur eden iyilikler ve kemâlâtla mağrur olmamak,

-iyilik ve ihsanlara sahiplenip, bencillik edip aldanmamak - için, 

kader karşısına geliyor; der: “Haddini bil, yapan sen değilsin!..”

‘hayır ve ihsan Allah’ın elindedir!..’ diyor

Evet, kader, cüz-ü ihtiyarî, iman ve İslâmiyetin nihayet merâtibinde; 

kader, nefsi gururdan- aldanmaktan-; 

ve cüz-ü ihtiyarî, adem-i mes’uliyetten- sorumsuzluktan- kurtarmak içindir ki, 

mesâil-i imaniyeye -altı iman esasatları arasına- girmişler. 

Yoksa, mütemerrid nüfus-u emmârenin işledikleri seyyiâtının mes’uliyetinden 

-Günahların hesabından-kendilerini kurtarmak için kadere yapışmak; 

ve onlara in’âm olunan mehâsinle- ihsan edilen lütuflarla- iftihar etmek, gururlanmak, 

cüz-ihtiyarîye istinad- ‘benim,’ ‘bana ait’ diyerek – kendine mal - etmek; 

bütün bütün sırr-ı kadere- kader sırrına-ve hikmet-i cüz-ü ihtiyariye ye

 -kaderin ve iradenin vazifesine, gayesi olan kulluğa,-

 zıt bir harekete sebebiyet veren ilmî meseleler değildir!..”

 

Hulasa, 

İradesini inkâr eden adama onun varlığı ilmen ispat edilemez.

insan manevi ve ruhi halinde bu imanı hisseder ve tadar. 

Aynen; Elmanın tadını yemeyene anlatılamayacağı gibi!..

Bu yüzden,

“…sırr-ı kadere ve hikmet-i cüz-ü ihtiyariye ye 

zıt bir harekete sebebiyet veren ilmî meseleler değildir” denilmiştir!..

O halde her mü’min; 

Kudret sahibi Azze ve Celle olan Allah’ü-Teâlâ’nin 

Ezeli ilmiyle bilip, İmam-ı Mübin denilen levh-i mahfuz’ da yazdığı Kadere, 

aynen yazıldığı gibi gerçekleşen ve kaydedilen 

Kitab-ı Mübin denilen levh-i mahv kayıt ve deliline, 

bütün bunların yanısıra aynı zaman da, 

iradenin gayesi olan Cüz-i ihtariye’nin mesuliyetine tam bir teslimiyetle iman ederek, 

bunu da, inanarak ve yaşayarak vicdanen tasdik edip, 

zikren, fikren ve amelen kulluğunu göstermek ‘kadere iman’dandır!..

kader

Bir Yorum Bırakın

Popüler Yazılar

Nöbetçi Eczaneler

5 Aralık 2025 Cuma Günü Nöbetçi Eczaneler

TAKIMLAR O G B M A Y AV P
Galatasaray 32 26 5 1 82 31 51 83
Fenarbahçe 32 23 6 3 80 32 48 75
Samsunspor 33 17 6 10 50 38 12 57
Beşiktaş 32 15 10 7 49 32 17 55
Başakşehir 32 15 6 11 54 45 9 51
Eyüpspor 33 14 8 11 49 41 8 50
Göztepe 32 12 10 10 53 40 13 46
Trabzonspor 32 12 10 10 53 40 13 46
Kasımpaşa 32 10 13 9 54 56 -2 43
Konyaspor 33 12 7 14 41 45 -4 43
Antalyaspor 32 12 7 13 35 55 -20 43
Gaziantep FK 32 12 6 14 41 45 -4 42
Kayserispor 32 10 11 11 40 50 -10 41
Rizespor 32 12 4 16 38 50 -12 40
Alanyaspor 32 9 8 15 37 48 -11 35
Sivasspor 33 9 7 17 44 57 -13 34
Bodrum FK 32 9 7 16 24 37 -13 34
Hatayspor 32 4 7 21 35 66 -31 19
Adana Demir 32 2 4 26 28 79 -51 -2
TAKIMLAR O G B M A Y AV P
Kocaelispor 37 20 9 8 64 40 24 69
Gençlerbirliği 37 18 11 8 52 34 18 65
F. Karagümrük 37 18 9 10 53 35 18 63
İstanbulspor 37 19 4 14 64 38 26 61
Erzurumspor FK 37 18 7 12 52 31 21 61
Bandırmaspor 37 16 13 8 50 44 6 61
Iğdır F.K 37 16 10 11 56 31 25 58
Boluspor 37 16 10 11 59 40 19 58
Amed Sportif F. 37 14 15 8 43 33 10 57
Çorum Fk 37 14 12 11 49 42 7 54
Ümraniyespor 37 14 11 12 48 41 7 53
Erokspor 37 13 13 11 53 48 5 52
A. Keçiörengücü 37 14 9 14 59 49 10 51
Pendikspor 37 13 9 15 44 49 -5 48
Sakaryaspor 37 12 12 13 46 54 -8 48
Ankaragücü 37 13 6 18 47 48 -1 45
Manisa FK 37 13 6 18 49 52 -3 45
Şanlıurfaspor 37 11 7 19 45 54 -9 40