İnsan olmak tam olarak neydi?
Canlı cansız her varlık atomlardan oluşurken bizi farklı kılan ve dünyaya varis yapan sebep ne olabilirdi?
İç güdüselden öte varsayımlar gerçekleştirebilmemiz ve her şeyden de önce hissedebilen olmamız bizi bir masadan, bir sandalyeden ve bir robottan ayrı kılan özelliğimizdi.
Dokunabilmek ise hissedişin imzasıydı. Peki ya bu hislerimiz ve dokunuşlarımız elimizden alınırsa ne farkımız kalır ki içinde “can” barındırmayan bir masadan , bir sandalyeden ya da mekanik bir yapay zekadan.
İşte son zamanlarda en büyük kaybımız temassızlık…
Önce kartlarla , telefonlarla ve şimdi de insanlarla…
Bizler dokunmamaya alıştırılan yeni nesilleriz…
Dokununca öleceğimizi düşünen yeni insanlar…
Pazardan meyve seçerken dokunup kokusunu içine çekemeyen, annesinin göğsünün süt kokusunda dinlenemeyen, işten gelen babasının boynuna atlayıp sarılamayan…
Şimdilerde bizi böyle yapan sebebin adı Covid-19…
Ama zaman geçecek ve bu da diğerleri gibi bitecek…
Peki bizler nasıl yeniden birbirimize sarılmayı hatırlayacağız?
Bana sorarsanız unutmamakla ise başlamalıyız. Hiç bir zaman unutmayın sevgiyi ve içinde sevgi barındıran her şeyi… Takın maskelerinizi , tedbirlerinizi de alın ama kendinizi de insan olmaktan soyutlamayın. Yolda bayılan yaşlı amcaya yaklaşıp yardım etmekten çekinen, dolmuştan inerken zorlanan yaşlı teyzenin elinden tutamayan, karşıdan karşıya geçemeyen görme engelli kardeşlerimize yardım etmeyen insanlar olmayın… Gerektiğinde tutun yardım isteyen bir elden… sonra yıkarsınız ya da o çokça aldığınız dezenfektan kullanırsınız… Sağlıkla ve insancıl kaldığımız güzel günlere…
İç güdüselden öte varsayımlar gerçekleştirebilen ve her şeyden de önce hissedebilen olmamız bizi bir masadan, bir sandalyeden ve bir robottan ayrı kılan özelliğimizdi. Dokunabilmek ise hissedişin imzasıydı.
Peki ya bu hislerimiz ve dokunuşlarımız elimizden alınırsa ne farkımız kalır ki içinde “can” barındırmayan bir masadan , bir sandalyeden ya da mekanik bir yapay zekadan. Işte son zamanlarda en büyük kaybımız temassızlık… Önce kartlarla , telefonlarla ve şimdi de insanlarla… Bizler dokunamamaya alıştırılan yeni nesilleriz… Dokununca öleceğimizi düşünen yeni insanlar… Pazardan meyve seçerken dokunup kokusunu içine çekemeyen, annesinin göğsünün süt kokusunda dinlenemeyen, işten gelen babasının boynuna atlayıp sarılamayan… Şimdilerde bizi böyle yapan sebebin adı Covid-19 ama zaman geçecek ve bu da diğerleri gibi bitecek… Peki bizler nasıl yeniden birbirimize sarılmayı hatırlayacağız? Bana sorarsanız unutmamakla ise başlamalıyız. Hiç bir zaman unutmayın sevgiyi ve içinde sevgi barındıran her şeyi… Takın maskelerinizi , tedbirlerinizi de alın ama kendinizi de insan olmaktan soyutlamayın. Yolda bayılan yaşlı amcaya yaklaşıp yardım etmekten çekinen, dolmuştan inerken zorlanan yaşlı teyzenin elinden tutamayan, karşıdan karşıya geçemeyen görme engelli kardeşlerimize yardım etmeyen insanlar olmayın…
Gerektiğinde tutun yardım isteyen bir elden… sonra yıkarsınız ya da o çokça aldığınız dezenfektan, kullanırsınız…
Sağlıklı ve insancıl kaldığımız güzel günlere…