Yine bir kadın cinayeti!
Yine yüreğimize bir ateş düştü…
İle başlayan haberler paylaşımlar ve asla sonuca varılamayan adalet!
Yeter artık demekten, bu son olsun demekten, sürekli biz kadınlar için güvenli ülke istiyoruz demekten başka gücümüz kalmadı.
Kaç kadın daha şiddetten kaçıp, hakkı olan boşanma davasını açtığı için çocukları önünde öldürülecek?
Kaç kadın kendisini rahatsız eden saplantılı sapığından korka korka ellerinde can verecek?
Kaç kadın sözde namusluların namussuzluklarıyla cezalandırılacak?
Gencecik henüz yirmi yaşında… saçlarından sürüklenerek getiriliyor ve insanlığını kaybetmiş yaratık koca tarafından başı bedeninden kesilerek katlediliyor.
Yaşadığımız zamana bakınca eğitim seviyesi yükseldi, yaşam standartları arttı, daha kolay daha lüks daha ulaşılabilir oldu.
Aynı zamanda bir yandan diplomanın öneminin olmadığı, tahammül sınırlarının yok olduğu, sabırsızlığın hat safhada olduğu zamanı da malesef bizler yaşıyoruz.
Cana kıymak; bir adamı öldürüp soğuk kalınlıkla devam edebilmek nedir?
Kim öğretti bize bunları? İzlediğimiz diziler, filmler, kurgular mı?
Özümüzde öğrendiklerimize ne oldu?
Ağaçtan yeni koparılan dalın daha taze canı var hemen yakılmaz olduğu öğretildi bizlere!
İçinde yaşayan yüzlerce canlıya rağmen hem ağaçlara hem doğaya saldırmak değil!
Kalp kırmadan severek sevilerek yola devam etmek bizim özümüz de öğretilen.
Komşusu biraz gürültü yaptığı için silahla onu öldürmek değil.
Kadının Allah’ın emaneti olduğu öğretildi.
İtaat etmediği karşılık vermediği için öldürülebileceği değil.
Yeter artık bitsin kin, öfke, bencillik en önemlisi de yaşadığın toprağa ihanet ediyor olmak yüreğimizi sızlatıyor.