Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı İslim Arıkan, “Deprem doğal bir olaydır, afete dönüşmesi elimizdedir” dedi.
Arıkan, son yıllarda, yanlış şehirleşme sonucu, deprem, heyelan, sel gibi tabii afet ve felaketlerin sonuçlarının vahim olduğunu, bu afetlerin telafi edilemez can ve mal kayıplarına yol açtığını söyledi.
Afetten en az şekilde zarar görmeye yönelik yapılanmanın sağlanmasının esas olduğuna dikkat çeken Arıkan, “Ancak Afet sonrasındaki çalışmaların başarılı geçmesi de çok önemlidir. Endüstri 4.0’ın getirdiği teknolojilerin, yapay zeka uygulamalarının hayatımıza hızlı bir şekilde yerleştiğini, geliştirilen uygulamaların kullanıldığını görüyoruz. Arama, tarama, enkaz içi hasar tespiti gibi, önümüzdeki süreçte afet yönetim teknolojileri daha da geliştirilerek, kullanıma sunulacaktır.
Son dönemlerde yaşadığımız depremler ve şehrimizin de deprem bölgesinde yer alması ile birlikte Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi olarak gözlemlediğimiz, irdelediğimiz bazı konuların altını çizmek isteriz.Depremin sıfırıncı saniyesinde depreme hazırlıklı olmak temel esastır. Bu da, yapıların sağlam ve güvenilir olmasından geçmektedir.
Deprem doğal bir tabiat olayıdır, bilimsel veriler ışığında şehirleşme olmayınca, unutulmamalıdır ki tedbir alınmazsa depremin sonucu afettir. Mevcut şehirleşme modelimizin sonucu olarak, bu afetlerde de, şiddetli depremlerde, toplumda bir kaos olması, herkesin yakınına ulaşmaya çalışma çabaları doğaldır. Bu kaosa meydan vermemek için, gerek Kurumların gerek vatandaşın birlikte çalışma yöntemlerinin belirlenmesi gereklidir.
Şube olarak daha önce dile getirdiğimiz ve çok bileşeni olan Yapı denetim sisteminin kontrolü ve bu kontrollerin sürekliliği, mühendislerimizin taviz vermeden yönetmelikleri uygulaması bizi depremin sıfırıncı saniyesine hazırlayacaktır” dedi.
Arıkan açıklamalarına şu şekilde devam etti:
· Vatandaşlarımızın aldığı yapılar, imarlı, ruhsatlı ve yapı denetimden geçen yapılar olduğu için, ileriye dönük doğabilecek bakım, onarım, tadilat,sigorta ya da hasar durumundaki ihtiyaçları için, binaya ait mimari, inşaat, mekanik, elektrik projelerinden birer suret önceki Mülk sahibinden ya da müteahitinden istenmelidir. Bilinmelidir ki var olan bu projelerin kopyalarının temini maliyetsizdir. Gayrimenkulun satışı sırasında tapu ile beraber yapıya ait projelerin teslim edilmesi zorunlu hale getirilmelidir. İlgili Bakanlığın konuyu gündeme almasını talep ediyoruz.
· Deprem sonrasında enerji altyapıları zarar görebilir. Bunun için alternatif planlar oluşturulmalıdır. Enerji kesintisinde afet bölgesinin enerjisini sağlayacak enerji kaynaklarının ve jeneratörlerin tespiti, bu jeneratörlerin bölgeye intikalinin nasıl olacağı, kimler tarafından gerçekleştirileceği, çalıştırılacağı ve yakıtının nasıl temin edileceği mutlaka bilinmelidir. Bunun içinde deprem öncesi kamu ve özel sektör jeneratör ve RES/GES gibi santrallerin envanterleri çıkarılmalı ve bu jeneratör ve santrallerin sürekli periyodik bakımlarının yapılması sağlanmalıdır.
· Haberleşmede afet yönetim konfigürasyonu, senaryoları çok önemlidir. Haberleşme sistemlerinin devre dışı kalması olasılığına karşı araçlar içerisinde konumlandırılmış mobil istasyonlar, yetkili kişilere uydu telefonunun tahsis edilmesi sağlanmalıdır.
· Drone ile tespit çalışmalarına katılacak personellerin belirlenmesi ve eğitimlerinin tekrarlanması önem kazanmıştır.
· Periyodik zamanlarla vatandaşlara bilgilendirmeler yapılması (mesaj, uygulamalar, kamu spotları, v.s) afet sürecinin yönetiminde önem kazanacaktır.
· Depremde yıkılan binalarda canlara ulaşmak için can siparane, fedakarca çalışıldığına şahit oluyoruz. Kazazedeye ulaşılabilmek için bir elin girebileceği bir delikten parmakları ile enkaz çıkardıklarını görüyoruz. Kumların, tozların çekilmesi için endüstriyel tip elektrik süpürgeleri gibi cihazların kullanımı ve bunların geliştirilmesi kazazedeye hızlı şekilde ulaşılmasını kolaylaştıracaktır. Bununla birlikte depremi önceden tespit etme, depremde enkaz arama, tarama, enkaz içi durum tespitine yönelik çalışmalara desteğin daha da arttırılması gerekir.
· Ülkemizin bir deprem coğrafyasında bulunduğu gerçeğinin önemini tekrar vurgular, resmi, özel, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşlarımızın üzerlerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekliliğini ve bu bilincin arttırılmasının önemini vurgularız.