İsa Karaaslan 1955 yılında Manisa Alaşehir’de dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu Alaşehir’de bitirdi. Burdur Bucak Öğretmenlik Okulu’ndan mezun olduktan sonra Gaziantep’te Fevzipaşa İlkokulu’nda göreve başladı.

Eşi Meryem ile hayatını birleştirdikten sonra Tunceli’ye atandı. Bir süre burada çalışan İsa Karaaslan, daha sonra Vatani görevini tamamlamak üzere askere gitti. İsa Karaaslan, askerlik dönüşü yeniden Tunceli’de öğretmenlik yapmaya başladı.

CAN GÜVENLİĞİM YOK DİYE DİLEKÇE VERDİ

Tunceli’de öğretmenlik yapan İsa Karaaslan, tehditler alıyordu. Can güvenliğim yok diye Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe verdi. Birkaç defa görev yerini değiştiren Karaaslan’ı adeta şehitlik mertebesi çağırmıştı.

TERÖRİSTLER ASKER KIYAFETİYLE GELDİ

15 Mayıs 1987’nin akşam saatleriydi. İsa Karaaslan mesaisi bitince evine gitmişti. Evde oturuyorlarken kapı çaldı. Kapıyı Meryem Karaaslan açtı. Karşısında asker kıyafeti giymiş teröristleri gördü. Teröristler Meryem Karaaslan’ı yiterek içeri girdiler ve “Seni karakola götüreceğiz.

Birisini soracağız” diye kolundan tutup dışarı çıkardılar İsa Karaaslan’ı. Sabaha kadar eşinin gelmesini bekleyen Meryem, hava aydınlanınca hemen dışarı çıktı ve köylülere eşini sormaya başladı. Askerlerin eşini götürdüğünü ve bir daha göndermediklerini söyledi.

EŞİNİN CESEDİYLE KARŞILAŞTI

Köylüler ise Meryem’e, “Onlar asker değildir. Teröristlerdir. Yinede git bir bak karakol yakın zaten” dediler. Meryem Karaaslan hemen yola koyuldu.

Dağlık bölgeye geldiğinde dünyasını başına yıkan manzarayla karşılaştı. Eşi İsa Karaaslan kanlar içerisinde yerde hareketsiz yatıyordu. Hemen koştu ve baktığında öldüğünü gördü. Teröristler İsa Karaaslan’ı öldürüp dağlık bölgeye atmışlardı.

KIZI ŞEHİT OLDUKTAN SONRA DOĞDU

Meryem Karaaslan, eşi şehit düştüğünde en küçük kızına hamileydi. Baba vefat ettikten sonra dünyaya geldi ailenin en küçük ferdi. Babasını hiç göremediği için anne, kızının adını Hasret koydu. Hayatı boyunca hep babaya hasret kalacaktı çünkü. Anneannesi de “Benim küçük torunumun kaderi böyleymiş” dedi ve kızın adı Hasret Kader olarak koyuldu.

HASRETİN HASRETİ BÜYÜK

Hasret Kader Karaaslan daha dünyaya gelmemişti babası şehit edildiğinde. Çok büyük özlem duyuyor ve babasına olan özlemini, O’na ait fotoğraflara bakarak dindirmeye çalışıyor.

ANNE MERYEM TEK BAŞINAYDI

Tunceli’nin Mazgirt ilçesinde idiler. İsa Karaaslan şehit düşmüştü ve eşi kimseye ulaşamıyordu. O dönemlerde telefon yoktu. Kimseye ulaşamıyordu.

Jandarmaya gittiğinde, “Komutanım, benim burada kimsem yok. Nasıl döneceğim?” diye konuştu. Komutanın da yardımıyla Tunceli merkeze geldi. Gaziantep’te PTT’de çalışan bir tanıdıkları olduğunu söyledi. Güçlükle ona ulaştılar ve durumu bildirdiler. Sonra da Meryem ve küçük kızlarını askeri araçla memleketine gönderdiler.

KIZI MİYESSE’NİN DOĞUM GÜNÜNDE ŞEHİT DÜŞTÜ

Baba İsa Karaaslan şehit edildiğinde kızı Miyesse 3 yaşına girmişti. O gece kızının doğum gününü kutladılar. Çok mutlu bir aile tablosu vardı. Ancak hain terör gölge düşürdü bu mutluluk tablosuna. Baba İsa Karaaslan evinden alınarak dağda hunharca katledildi. Küçük kızı en mutlu gününde, 3 yaşına yeni girdiğinde babasız kaldı.

ÇOCUKLARA EĞİTİM VERMEYİ ÇOK SEVERDİ

İsa Karaaslan, kendisini eğitime adamış bir insandı. Göreve ilk başladığı günden şehit düştüğü güne kadar hep çocukları geleceğe adamaya adadı kendisini. Tüm çocuklarla birebir ilgilenir, onların topluma faydalı birer fert olarak yetişmesi için mücadele ederdi.